Geride bıraktığımız 2016’da yaşanan darbe kalkışması, not indirimleri, Brexit, anayasa değişikliği ve başkanlık tartışmaları, ABD başkanlığına Donald Trump’ın seçilmesi ardından doların Türk lirası karşısında değer kazanması sonucunda Borsa İstanbul’da önemli kayıplar yaşandı.
2017’de ekonominin yönünü ne belirleyecek?
2017’de ise Türkiye ekonomisinin yönünü yurt içinde etkileyecek en önemli faktörlerinden başında Başkanlık sisteminin halkoyuna sunulacağı Anayasa referandumu geliyor. Daha sonra yakın coğrafyamızdaki siyasi belirsizliğin yol açtığı çatışmalar, başarısız kalkışma sonrası uygulamaya konulan Olağanüstü Hal uygulamasının ne kadar devam edeceği ve kredi geri dönüşlerinde sıkıntılar yaşanması durumuna karşın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kurumları, kredileri yeniden yapılandırmaya teşvik ederek, ekonomiye katkı sağlayacağı düşünülüyor.
Türkiye ekonomisine etki edecek dış faktörlerinse Donald Trump’ın ABD dış politikasının yönünü yeniden belirleyip belirlemeyeceği, FED’in 2017 içinde tekrar faiz artırımına gidip gitmeyeceği, Brexit sonrası 2017 içinde Avrupa Birliği’nde yapılacak seçimlerin yeni kopuşlara zemin hazırlayıp hazırlamayacağı, Çin’in ekonomisinin büyüme rakamlarını devam ettirip ettirmeyeceğinin de etkilemesi bekleniyor.
2017’de Türkiye’nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasının kapsamının genişletilmesi, bankacılık sektörünün uluslararası kuruluşlardan aldıkları sendikasyon kredilerini yenilemede daha az zorluk yaşaması Türkiye ekonomisini etkileyecek etkenlerin arasında olabilir.
2017 büyüme yılı olacak
Uzmanlar, küresel büyümeye dair zayıflıkların belirginleştiği bir konjonktürde artan belirsizliklere rağmen, ‘düşük faiz ve bol likidite’ ortamının devam edeceğini öne sürüyorlar. Ayrıca 2016 yılında gelişen ülke borsalarındaki pozitif fiyatlamanın en temel destekleyicisi olduğunu belirten ekonomi uzmanları, 2016’da yaşandığı gibi 2017 yılının da ana teması olmaya devam edeceğini düşündükleri ‘zayıf küresel büyüme’ nedeniyle gelişmiş ülke merkez bankalarının genişlemeci para politikası duruşlarını korumalarını beklerken; bu doğrultuda gelişen ülke varlıklarına yönelik pozitif algılamanın genel anlamda devam edeceğini ifade ediyorlar.
Türkiye’de sanayi, üretim, bankacılık ve finans gibi sektörlerin Borsa İstanbul’da değerlendirilmesi gereken hisse senetleri arasında olduğunu belirten ekonomistlerden Gedik Portföy’ün portföy yönetim müdürü Eral Karayazıcı “2017’de Olumlu bir rüzgar kuşkusuz hisselerin çoğunu pozitif etkileyecektir. Ancak sadece ucuz olan sanayi şirketlerinin prim potansiyeli ile aşırı ucuza yakın banka hisselerinin prim potansiyelinin farklı olduğu görüşündeyim.” değerlendirmesini yapıyor.