Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vahdettin Ertaş, "Ülkemizde milyarlarca dolarlık gayrimenkul yatırımlarının menkul kıymetleştirilmeden stok olarak tutulmasını anlamakta zorlanıyorum. Her yatırım için yeni kaynak bulacak kadar zengin bir ülke değiliz"
Ertaş, 14. Gayrimenkul Zirvesi'nin açılışında, yavaş yavaş krizden çıkış konusunda sinyaller alınsa da krizi doğuran nedenlerin ortadan kalkmadığını, hatta bazı ülkelerde sorunun daha da arttığını anlattı.
Krizin nedeninin, ABD’deki mortgage kredileri ve gayrimenkul sektöründeki balondan çok, ABD, Avrupa ve Japonya başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerde bireyler, bankalar, şirketler ve devletlerin aşırı borçlanması olduğunu anımsatan Ertaş, krizin çıktığı ekonomilerde krizden bu yana ABD Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş ekonomilerde düşük faiz ve niceliksel genişleme politikalarının yoğun bir şekilde uygulandığını kaydetti.
Uygulanan bu politikalarla ABD ve İngiltere ekonomilerinin olumlu olarak ayrıştığını, bu ülkelerin belli bir büyüme temposu yakaladığını dile getiren Ertaş, ancak Avrupa’nın diğer bölgeleri ve Japonya'nın beklenen ivmeyi henüz gerçekleştiremediğini, krizin geride iki büyük sorun bıraktığını vurguladı.
Ertaş, şöyle devam etti:
"İlk olarak dünyada büyüyememe ya da düşük oranlı büyüme dönemi başladı. Başta BRIC ülkeleri olmak üzere AB, Japonya ve gelişen ülke ekonomilerinin büyümelerinde yavaşlama çok belirginleşti. IMF, Dünya Bankası, OECD gibi kuruluşlar önümüzdeki yıllara ilişkin büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ediyor. İkinci olarak gelişmiş ekonomilerde sorunun kaynağı olan aşırı borçlanmayı azaltmaya yönelik önlem alınmadı. Uygulanan düşük faiz ve bol likidite politikası kişileri borçlanmaya yönlendirdi. Bu sorunlar gelişmiş ülkelerdeki banka aktiflerinin kalitesine yönelik kuşkular arttı. Çin’de sorunlu krediler son çeyrekte yüzde 10 arttı. Ekim ayında 70 önemli şehrin 67’sinde konut fiyatları geriledi, konut satışları bir yıl önceye göre yüzde 10 düştü. Çin Merkez Bankası bu duruma ayak uydurdu, temmuz 2012’den bu yana ilk kez gösterge faiz oranlarını düşürdü. Çin, geçmiş 10 yılda olduğu gibi yıllık yüzde 10 büyüyemeyecek. Dünyada en önemli politika arayışı, büyüme oranlarının nasıl yukarı çekileceği konusunda olacaktır."
ABD'de Fed'in ekim ayında tahvil alımlarını sona erdirdiğini, faiz oranlarına ilişkin alacağı kararın 2015’in hangi ayında olacağının beklendiğini, Japonya’da ise gelecek ay erken seçime gidilebileceğini belirten Ertaş, büyüme, istihdam ve enflasyonda beklenen sonuçların elde edilemediğini belirten Ertaş, Rusya'nın ise petrol fiyatlarındaki düşüş ve ambargoyla 140 milyar dolar zarar yazdığını, rublenin yüzde 30 değer yitirdiğini aktardı.
Türkiye için yakın zamanda not artışı
SPK Başkanı Ertaş, Türkiye'de ise enflasyonun son aylarda düşüş eğilimine girdiğini, dış ticaret ve cari açıkta petrol fiyatındaki düşüşün de katkısıyla tahminlerin üzerinde başarı yakalandığını, faizlerin hızla düştüğünü, Borsa İstanbul'da endeksin yeniden tarihi değerlere ulaştığını kaydetti.
Ertaş, devamı gelecek günlerde açıklanacak toplam 25 "Öncelikli Dönüşüm Programı"nın ekonomiye sağlayacağı yapısal değişimler, 1 Aralık’tan itibaren üstlenilecek G20 başkanlığının getireceği moral motivasyon ve liderlik ve petrolde düşük fiyatlamanın bir süre daha devam edeceği beklentisinin, Türkiye’nin küresel ekonominin yeniden parlayan yıldızı olarak görülmesini sağlayacağını ve yakın zamanda artık yeni bir not artışı da gündeme geleceğini söyledi.
İş dünyasının yeni döneme hazırlıklı girmesi, küresel ölçekte müşteri ihtiyaçlarını dikkate alan yeni projeler üretmesi, pazar çeşitlemesine gitmesi, mali yapılarını güçlendirmesi, birleşme ve satın almalar yoluyla bölgesel güç olması, imaj, algı ve kalitelerini yükselterek küresel marka olma yolunda hızlı adımlar atması gereken bir döneme girildiğini vurgulayan Ertaş, şunları kaydetti:
"Bu kapsamda, gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren şirketler için öz kaynak yoluyla finansman yöntemlerinin yaygınlaştırılmasını, geleneksel gayrimenkul yatırım ortaklıkları yanında yeni Sermaye Piyasası Kanunu’yla düzenlemesi yapılan alt yapı gayrimenkul yatırım ortaklıkları, kira sertifikaları, gayrimenkul sertifikaları, gayrimenkul yatırım fonları gibi yeni araç ve kurumların kullanılmasını bir ihtiyaç hatta bir zorunluluk olarak görüyoruz.
Ülkemizdeki milyarlarca dolarlık büyük gayrimenkul yatırımlarının menkul kıymetleştirilmeden stok olarak tutulmasını anlamak da zorlanıyorum. Her yatırım için yeni kaynak bulacak kadar zengin bir ülke değiliz. Bu nedenle gelişmiş piyasalarda yaygın şekilde kullanıldığı üzere, büyük gayrimenkul yatırımlarının seküritizasyona tabi tutulmasını, likidite edilmesini, yeni kaynak temininde bunlardan yararlanılması zorunluluk olarak görüyoruz."
"Görevimiz daha çok çalışmak"
Vahdettin Ertaş, Türkiye'nin bu yaşananlardan ders alması gerektiğini belirterek, şirketlerin pasiflerini çeşitlendirmesi, kaynak vadelerini uzatmaları, taahhütlerini aksatmadan ve müşteri memnuniyetini de ön planda tutarak yerine getirmelerinin, Türkiye'nin geleceği ve refahı için son derece önemli olduğunu aktardı.
Bunu yaparken borçla finansmanı teşvik eden vergi düzenlemelerinin gözden geçirilmesini, öz kaynakla finansmanın desteklenmesini, halka açılan ve açılmayı planlayan şirketlerin vergisel teşviklerle desteklenmesini kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak değerlendiren Ertaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye 2023 yılına kadar küresel bir finans merkez olacak diye iddialı bir hedef belirledik. Hamdolsun bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz. Geçen yıl 47 olan sıramız bu yıl 42'ye yükseldi. 2018’e kadar ilk 25’de olmak sonra da ilk 10’a girmek istiyoruz. Bunun hukuki alt yapısını hazırladık, son olarak İstanbul’da bir tahkim merkezi kurulması konusundaki Kanun geçen hafta Resmi Gazete’de yayımlandı. Yine geçen cuma 6 milyar dolarlık İslam Kalkınma Bankası’nın sukuklarının BİST’de işlem görmesini başlattık. Bunun devamı da gelecek. Yakın zamanda başka uluslararası kuruluşlar, hatta devletler ve bölge ülkelerinden şirketler de Türkiye’de halka açılacak ya da borçlanma senedi ihraç edecekler. Artık dünyayla entegre, küresel güç, bölgesel lider bir Türkiye ve sermaye piyasası var. Üzerimize düşen daha çok çalışmak ve Türkiye'nin refahına her alanda katkı sağlamaktır."