Fed'in bir kez daha, finans piyasalarında bzoulmalara neden olmadan ve reel ekonomi için çok fazla risk yaratmadan hünerli bir geçişi yönetmesi takdire değer.
Bu başarıyı devam ettirmek, merkez bankasının yalnızca uyumlu politika oluşturmaya devam etmesinden daha fazlasına ihtiyaç duyacak. Bu, büyük oranda, ABD'de maliye politikasına ve yapısal reformlara ve aynı zamanda finans piyasalarının Fed politikası ve diğer sistemik olarak önem arzeden merkez bankalarının (özellikle Avrupa Merkez Bankası, Japonya Merkez Bankası ve Çin Merkez Bankası) hareketleri arasındaki ayrışmaya uyum sağlamasına bağlı olacak.
Ağustos 2010'da Fed, finans piyasalarını normalleştirmeye yönelik politikalardan, daha geniş çaplı makroekonomik sonuçlar verecek hareketlere geçti. Bu değişim başladığı zaman, birçok Fed yetkilisinin deneysel politika tedbirlerine ya da bu inisiyatifleri sürdürebildikleri kadar sürdürmeye gömülmesinin beklendiği şüphesine sahiptim. Banka'nın ne denli olağandışı politikalar uyguladığı ortaya çıktıkça, bu politikalardan piyasada rahatsızlık yaratmadan çıkabilmesine yönelik endişeler arttı.
İki faktör bu endişelerin artmasına neden oldu.
* Fed "şehirdeki yegane oyun" olarak kalmaya devam etti: Fed, Kongre'deki politik kutuplaşmanın hen maliye politikası hem de yapısal reformları felç etmesi ile birlikte, diğer politika yapıcı birimlerden çok az destek aldı. Bu durum, Fed'in, bu göreve uygun araçları olmamasına karşın, muazzam bir politika yükü taşımaya devam etmesini gerektirdi.
*Piyasalar, Fed Başkanı Ben Bernanke'nin 22 Mayıs'ta bankanın ekonomiye büyük miktarlı menkul kıymet alımı yaparak parasal genişleme yoluyla sağladığı desteği kademeli olarak azaltacağının işaretini vermesinden sonra, Mayıs-Haziran 2013'te "taper tantrum" (azaltım öfkesi) olarak adlandırılan durum ile tepki gösterdi. Bernanke'nin varlık alımlarının azaltılmasına yönelik niyetini dile getirmesinden altı hafta sonra, piyasalar teilyonlarca dolar erimeye neden olan ve verimli işleyişe tehdit oluşturan düzensiz davranış biçimine sürüklendi.
Daha fazla tecrübe, politika araçlarının yaygın testi ve bazıları çok etkili ve bazıları fazla etkili olmayan çok sayıda iletişim denemesinden dolayı, Fed parasal genişleme programından ilk çıkışında başarılı oldu ve Çarşamba günü, yaklaşık 10 yıl sonra ilk kez faizi artırabildi.
Fed Başkanı Janet Yellen'ın Çarşamba günü belirttiği üzere, bu tarihi karar, sıfır seviyesi yakınındaki Fed Fonları faizinin (gösterge faiz) yedi yıl süren olağandışı döneminin sonunu işaret etti. Daha önemlisi, bu işaret, artışların kademeli olacağı şeklindeki güvercin tonlu yaklaşımla süslendi. Diğer bir deyişle, Fed bunun modern tarihin "en yumuşan sıkılaştırması" olacağını belirtti.
Eğer ABD ekonomisi kendi araçlarına kalsaydı, Fed bu politika normalleşmesini finansal ve ekonomik gerilim yaratmadan tamamlamak için iyi bir şansa sahip olacaktı. Ancak diğer politika yapıcı birimlerin desteği olmaksızın, merkez bankası sadece düşük büyüme ve gelecekteki büyüme potansiyeli üzerindeki baskı çerçevesinde harekete geçmek durumunda kalacak. Bu durum ayrıca, iyileşen temel göstergeler tarafından yeterince hızlı onaylanmayan piyasa değerlemeleri bazında, finansal istikrara yönelik risklere de bakmayı gerektirecek.
Fed ayrıca, çoklu hıza sahip büyüme ve normal dışı siyasi belirsizlikte yansımasını bulan akışkan ve olağandışı bir küresel ortamda faaliyet gösterirken buldu ve şimdi en önemli merkez bankaları arasındaki daha büyük çaplı bir para politikası farklılaşması ile karşı karşıya. Bu farklılaşmaya sorunsuz bir şekilde uyum sağlama dışında diğer politika ayarlamalarını engelleyen politik bölünmelerle birlikte, rol büyük ölçüde bugünlerde fazla likiditesi olmayan finans piyasalarına düşüyor.
Faiz kararı, küresel finans krizi travmasının ardından para politikasının normalleşmesine yönelik önemli bir adımı oluşturuyor. Ancak Fed ya da başkaları için "görev tamamlandı" demek doğru değil. Önümüzdeki yol küresel ekonomi için sorunlu olmaya devam ediyor.