Dünyanın tarafında yoksulluk ve gıda kıtlığı yüzünden insanlar ölürken, diğer tarafında tüketilebilir gıda ürünleri israf edilip, çöpe atılıyor. Türkiye’de bile yapılan araştırmalara göre bir günde çöpe 5 milyon adet ekmek ve 8 milyon insanı doyuracak kadar yiyecek çöpe atılıyor. Bu durum, gelişmiş ülkelerde daha vahim boyutlara ulaşıyor: bir Amerikalı kişi başı 124 kilo, bir Hollandalı ise 92 kilo yenilebilir gıdayı çöpe atıyor.
Diğer taraftan dünya üzerinde yaklaşık 3 milyar insan, yenilenebilir gıda bulamadığı için açlık çekiyor.
Bu durumu tersine çevirmek için yeni bir hareket başladı: Buzdolabı topluluğu…
Buzdolabı Topluluğu
Tıpkı Avrupa’da başlayıp kısa süre sonra Eskişehir’de de başlayan ve kısa sürede Türkiye’nin başka şehirlerine de yayılan sokak kütüphaneleri projesinde olduğu gibi buzdolabı topluluğu projesi de biraz daha büyük ölçekli olarak, insanların hala tüketilebilir gıda maddelerini mahallelerine ve bölgelerine koydukları buzdolapları vasıtasıyla ihtiyacı olan kişilere paylaşımını esas alıyor.
Projenin çalışma sistemine baktığımız zaman tüketemeyeceğiniz veya yakın zamanda bozulacak bir ürünü ortak bir alanda yer alan buzdolabına getiriyorsunuz ve buradan ihtiyacı olanlar gıda ürünlerini alıp tüketebiliyorlar. Bu proje dünyanın hemen hemen yerinde uygulanmaya başlamış durumda ve harika örnekleri var.
Proje nasıl çalışıyor?
Buzdolabı topluluğu proje için, bölgenin gönüllüleri bir şekilde bir buzdolabı temin ediyorlar ve ardından yine gönüllük esasıyla, başında belli saatlerde bekleyerek bu çalışmanın doğru çalışmasını sağlıyorlar. Projede çalışan gönüllüler; uygun durumda olan ürünlerin alımını, doğru kişilere ulaşmasını ve dolapların temizliği konusunda çalışıyorlar
Projede en önemli zorluğu da buzdolabı temini ve elektrik vb. küçük giderler oluşturuyor. Bunun için de belediyeler gibi kamu kurumlarından destek alınıyor. Bunun dışında yine dolaplara reklam alınarak küçük harcamalar karşılanabiliyor. Buzdolapları için bağış kampanyaları yapan internet siteleri de var.
Üstelik bu projeyi sadece bireysel olarak değil; restoran – lokanta, okullar, fabrikalar olarak düşündüğünüzde harika bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu düşünebiliriz.
