Türkiye'nin 3. çeyrek büyüme verileri beklentilerin çok altında geldi. Orta Vadeli Program'da hedeflenen verilerin yakalanması imkansız gibi görülüyor. Merkez Bankası'nın da yılbaşında hedeflediği enflasyon oranları da her yıl olduğu gibi bu yıl da tutmayacak.
Vatan Gazetesi'nden Ali Ağaoğlu konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı:
Dün kamu tarafından önemli açıklamalar geldi. Üçüncü çeyrek büyüme rakamı, piyasa beklentisi olan 2.9’un çok altında yüzde 1.7 olarak açıklandı. İkinci çeyrek büyümesi yüzde 2.1’den, 2.2’ye revize edilirken “güncellenmiş” Orta Vadeli Program hedefi olan yüzde 3.3’ün tutturulabilmesi için son çeyrekte yüzde 4.8 büyümemiz gerekiyor. Aralık ayının ortasına gelindiği bu günlerde görünen o ki hayli zor!
Tarım sektörünün yüzde 4.9 küçülmesi, stoklardaki gerileme büyümeye olumsuz yansırken, özel sektör yatırımlarının neredeyse “durmuş” olması büyümenin sürdürülebilirliği adına ilerisi için de umut vermiyor!
Önemli açıklama geldi
Dünün diğer önemli açıklaması da Merkez Bankası’ndan geldi. Başkan Başçı’nın açıkladığı “2015 Yılında Para ve Kur Politikası ” programı çok da fazla yenilik içermiyordu. Başkan dünyada devam etmekte olan düşük faiz ortamı ve başta petrol olmak üzere düşük emtia fiyatlarının Türkiye için olumlu noktalar olduğunu, Fed’in önümüzdeki yıl faiz arttıracak olması, tarım ve gıda fiyatlarının yüksekliğinin ise olumsuz noktalar olduğunu vurguladı.
Açıklamada özellikle kuraklık nedeniyle yüksek seyreden gıda fiyatları enflasyonun yüksek seyrinin “sorumlusu” olarak öne çıkarken, petrol fiyatlarındaki düşüşün kalıcı olması önümüzdeki yıla dair en “büyük umutlardan” biri olarak görülüyor. Teknik anlamda para ve kur politikaları için önümüzdeki yıla dair çok önemli ipuçları yoktu. Belki de en önemlisi Başçı’nın deyimiyle “Basiretli borçlanmanın” teşvik edilecek olması. Özel sektörün; ilerideki riskleri gözeten uzun vadeli bir borçlanma stratejisi izlemesi için Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu ile maliyetleri yükseltilen kısa vadeli borçlanmalar için karşılıkların arttırılacağını, böylelikle uzun vadeli borçlanmaların teşvik edileceğini belirtti. Fed’in olası faiz artışına karşın özel sektör için bir tür uyarı veya önlem olarak kabul edilebilir.
‘Faizi indir’ baskısı
Enflasyon konusundaki kararlı tutumlarını sürdüreceklerini bir kez daha tekrarlasa da son gelen büyüme verisi sonrasında Merkez Bankası’nın yeni bir “Faiz indir” baskısı ile karşı karşıya kalma ihtimali yüksek. “Mevcut şartlarda 2015 için % 6.2’lik enflasyon tahmininin de altında bir gerçekleşme olabileceğini” söyleyen Başçı’nın hem faiz indirip, hem de bu enflasyon hedefini nasıl tutturacağı merak konusu. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüşün 0.4-0.5 puanlık enflasyonu aşağı çektiği varsayımıyla petrol 40 doların altına düşerse belki…
Diğer yandan büyümenin dinamiklerine baktığımızda “tek başına faiz indiriminin” işe yaramayacağı kesin. Devletin yatırım harcamalarına karşın özel sektör yatırım konusunda isteksiz. Özel sektörün yatırım iştahını sadece TL faizlerini düşürerek “kabartmak mümkün” görünmüyor. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, yapısal reformların yeniden hatırlanması, dış politika konusundaki açmazların halledilmesi, “Barış Süreci’nin” bu ülke sınırları içinde yaşayan herkesi memnun etmese de “kabulleneceği” asgari müştereklerde “barışla” süslenmesi şart! Bunlar yapılmadan sadece TL faizlerini düşürerek özel sektörü yatırıma ikna etmek hayli zor!