Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Dr. İbrahim Turhan, NASDAQ-OMX ile gerçekleştirilen stratejik ortaklık sayesinde 2016 yılının sonunda Borsa İstanbul'un tamamen bağımsız ve kendi teknolojisini üretebilir konuma geleceğini söyledi. Bu anlaşmayla bölgedeki 25 ülkeye bu teknolojiyi satma hakkını münhasır olarak elde ettiklerini de belirten Turhan, "Yaklaşık 15 milyon liraya malolan Birincil Veri Merkezi ve Veri Ekranı yatırımları ile Borsa İstanbul bütün finans sektörünün beyni olacak. Ağustos ayından itibaren başka finansal kuruluşlar hatta ilerde başka borsalar sistemlerini, verilerini o merkeze yerleştirecek. İnanıyorum ki, birkaç sene içerisinde bölgedeki borsa sistemlerine burada ev sahipliği yapacağız” diye konuştu.
BANKACILIK TEK BAŞINA YETMEZ
Borsa Başkanı olarak bireysel yatırımcıları sermaye piyasalarına yatırıma davet eden Dr. İbrahim Turhan Akşam'a önemli açıklamalarda bulundu. Turhan, “İnsanların birikimlerini değerlendirmek için gayrimenkul veya altına hatta daha da kötüsü dövize yatırım yaptığını görmek beni çok üzüyor. Çünkü bunlar hem yatırım değil hem de para kazanması mümkün değil. Sermaye piyasasına yapılan yatırımlar orta ve uzun vadede diğer yatırım araçlarından daha iyi getiri sağlar” dedi.
– Borsa İstanbul’un kısa, orta ve uzun vadedeki hedefleri neler?
Borsa İstanbul Türkiye açısından çok hayati bir projenin merkezinde. O da İstanbul Finans Merkezi projesi. Ekonominin yüzde 5 büyümesi yatırımla olabilir ancak. Daha fazla üretmemiz için daha fazla yatırım yapmamız, her yıl işgücü piyasasına katılan yaklaşık 1 milyonun üzerinde gencimize iş imkanı oluşturmamız gerekiyor. Bu da yaklaşık her yıl milli gelirinizin yüzde 25’ine yakın yatırım ihtiyacını ortaya koyuyor ama yurtiçi tasarruflar son derece düşük.
– Tasarruflar nasıl artırılacak?
Tasarruf araçlarının sayısını artırmalı ve çeşitlendirmeliyiz. İstanbul Finans Merkezi Türkiye’nin geleceği ve insanlara daha iyi iş olanakları sunabilmemiz açısından da önemli. Bunun başarısı da sermaye piyasalarının gelişmesine bağlı. Çünkü Türkiye’de bankacılık sistemi çok gelişmiş, çok güçlü. Ancak bütün yükü tek başına bankacılık sistemi taşıyamaz. Çünkü bankacılık işlemleri neticede bir kredi işlemi, bir borç alma verme meselesi. Finansal kaldıracı fazla zorlarsanız kaldıraç kırılabilir. Dünyada da yüksek finansal kaldıracın yüksek borçluluk oranlarının nasıl sıkıntılara yol açabildiğini gördük. Dolayısıyla bizim kredi yerine ortaklığı ön plana çıkaran sermaye piyasalarını mutlaka ve mutlaka geliştirmemiz lazım. Borsa İstanbul da tam bu noktada bu projenin merkezinde yer alıyor.
DÜNYA ÖLÇEĞİNDE TEKNOLOJİ ŞART
– Borsa İstanbul olarak yol haritanız nedir?
Öncelik teknolojinin iyileştirilmesi. Çünkü sermaye piyasalarında işlemler teknoloji tabanında gerçekleşiyor. Dünya ölçeğinde bir finans merkezi olacaksak dünya ölçeğinde bir teknolojiyi kullanabilmemiz lazım. Bu anlamda da teknolojik gücümüzü artırmak için Nasdaq ile stratejik anlaşması imzaladık. Bu aynı zamanda piyasalarımızın dünya gözünde de itibarını çok artıran ve bizim küresel entegrasyon içerisinde bir ağırlık merkezi haline gelmemizi sağlayacak da bir adım oldu.
Bölgedeki 25 ülkeye teknoloji satacağız
– Peki bu ortaklık Türkiye’yi önümüzdeki dönemde teknolojide üretici hale getirir mi?
Zaten biz bu teknolojinin kullanıcısı değil üreticisi olmak istiyoruz. Tıpkı savunma sanayinde, F16 projesinde ya da uzay sanayinde uydu projesinde olduğu gibi önce bu konuda yetkin bir kuruluşla bir stratejik ortaklık yapıp arkasından kısa sürede kendi ekibimizin o teknolojiyi üretebilir hale gelmesini mümkün kılacak bir anlaşma yaptık. Dolayısıyla biz bu anlaşmayla yazılımın kaynak kodlarını ve telif haklarını da satın aldık. Şu anda 30’un üzerinde arkadaşımız yurtdışında bu yazılım ile ilgili eğitim alıyor. İki yıl içerisinde Borsa İstanbul, kendi kendine yeterli, tamamen bağımsız ve kendi teknolojisini üretebilir yetkinliğe sahip bir kuruluş olacak. Bunu dışarıdan hiç yardım almadan kısa bir sürede hayata geçirmemiz mümkün değildi. Çünkü bu teknolojiyi geciktirdiğimiz her an finansal sistemimiz açısından risk alıyoruz. 2016 yılının sonunda bu proje tamamlandığında Borsa İstanbul teknolojik olarak kendi kendine yeterli bir kuruluş olacak. Aynı zamanda yapılan bu anlaşmayla bölgemizdeki 25 ülkeye bu teknolojiyi satma hakkını münhasır olarak Borsa İstanbul elde etti. Yine Nasdaq’ın Borsa İstanbul ile yüzde 5 gibi azınlık bir hisseyle ortak olmayı kabul etmesi diğer küresel toplum açısından da çok önemli bir işaret. Borsa İstanbul’un yönetimine ve geleceğine olan inancı ortaya koyuyor.
2015 yılında halka arz hazırlığı
– Borsa İstanbul’un halka arzı 2015’e yetişecek mi?
2015 yılına yetiştirmeye çalışıyoruz ama biliyorsunuz halka arz birçok faktörü içinde barındırıyor. Öncelikle hükümetimizin bu konuda karar alıp ortaya koyması lazım. Arkasından şartlar uygun olmalı. Ama biz bütün hazırlıklarımızı 2015 yılı içerisinde bunu gerçekleştirmeyi mümkün kılacak şekilde yürütüyoruz. Ama 2015 olur 2016 olur önemli değil. Önemli olan halka arz iradesi ve kararlılığının ortaya konulması.
Finansal süpermarket olacak
-Teknolojik değişimle birlikte Borsa İstanbul'da ne tür değişikliklerle karşılaşacağız?
Eskiden evinizin alışveriş ihtiyacını karşılamak için bakkal, manav, kasap, nalbur gibi farklı dükkanlara gidiyorduk. Sonra büyük marketler ortaya çıktı. Büyük marketlere gittiğiniz zaman bütün ev ihtiyacınızı aynı marketin içinde temin edebileceğiniz bir yapı ortaya çıktı. Aynı şeyi sermaye piyasasında gerçekleştiriyoruz. Borsa İstanbul’u yatırımcının bütün ihtiyaçlarını karşılayabileceği uçtan uca entegre olmuş tek bir finansal süpermarket haline getiriyoruz. Üçüncü bir konu yatırımcının niteliğiyle ilgili. Biz buraya daha fazla sermaye çekmek ve sermayemizin büyümesini istiyorsak daha nitelikli yatırımcıları buraya taşıyabilmeliyiz. Bu açıdan da sermaye piyasalarının yapısının buna uygun hale getirilmesi lazım. Daha fazla halka arz, daha fazla sermaye piyasası aracı ihracını mümkün kılmak için de çalışmalarımız var.
ŞU ANKİ SİSTEMLE 5 BİN EMİR İŞLİYORUZ, BUNU 250 BİNE KADAR ÇIKARABİLECEĞİZ
-NASDAQ-OMX ile sağlanan ortaklığın Borsa İstanbul açısından önemi nedir?
Borsanın mevcut teknolojisi 1994 yılında Avustralyalı bir şirketten satın alınmış. Bugün bizim saniyede işleyebileceğimiz emir miktarı 5 bin. Halbuki rekabet ettiğimiz ülkelerde 30-50 bine ulaşmış vaziyette. Gelişmiş borsalarda ise 100 bini aşan rakamlar var. Nasdaq’tan aldığımız teknolojiyle bu sayıyı 250 bine kadar artırabileceğiz. Ayrıca bizim platformumuz farklı varlık türlerinin alınıp satılmasına uygun değil. Üçüncüsü farklı dillerde veya para birimlerinde işlem yapmakta zorluk çekiyoruz. Dördüncüsü bu teknoloji piyasa yapıcılığı modeline izin vermiyor. Tabii bunu değiştirirken şuna dikkat ettik. Birincisi, dünyanın en iyi teknolojisini almak. İkincisi; önümüzdeki 10 yıl boyunca bu teknolojide yapılacak her türlü iyileştirmeden ücretsiz istifade etmek. Ve ekonomi güvenliğini buradaki verilerin güvenliğinin sağlanmasına son derece dikkat ettik.
BIST'e çok yoğun talep var
-Yabancı şirketleri BIST’e davet eden Listing İstanbul projesi hangi aşamada?
Orta Asya ve Balkanlar’dan yoğun ilgi var. Yaklaşık 10 civarı şirketle görüşüldü. Bunun için yasal düzenlemelerin tamamlanması gerekiyor. SPK ile işbirliği içerisindeyiz. Kotasyonla ilgili düzenlemeler tamamlanıp yürürlüğe girdiği zaman orada bir ilerleme kaydedeceğimize inanıyorum. Yine aynı şekilde yurtdışından şirketlerin burada işlem görmesi belirli bir kısmı yabancı parayla işlem görmesini tercih ediyor. O da teknolojik dönüşümün tamamlanmasına bağlı. Onun da 2015 yılının ilk yarısında tamamlanmasını bekliyoruz.
Gayrimenkule altına para yatırmayın
-Borsa Başkanı olarak bireysel yatırımcılara önerileriniz var mı?
Bireysel yatırımcılar mutlaka sermaye piyasasına yatırım yapmalı. Birincisi; insanların birikimlerini değerlendirmek için gayrimenkul veya altına hatta daha da kötüsü dövize yatırım yaptığını görmek beni çok üzüyor. Çünkü bunlar hem yatırım değil hem de bunlardan bir veya iki kişi zaman zaman para kazanmış olabilir ama bütün bir toplumun gayrimenkule, altına veya dövize yatırım yaparak para kazanması mümkün değil. Ekononomiye de zararı var. İkincisi; sermaye piyasasına yapılan yatırımlar orta ve uzun vadede diğer yatırım araçlarının tümünden daha iyi getiri sağlar. Üçüncüsü; bunu el yordamıyla kulaktan dolma bilgilerle hele de birilerinin yönlendirmesine kapılarak yapmak kadar yanlış bir şey olamaz.
Rehavete kapılmayalım
-Dünyada yaşanan küresel krizin Türkiye’ye etkisi ne oldu?
Krizin üzerinden 6 yıl geçti ama etkileri hâlâ sürüyor. Türkiye ise bu süreçte olumlu şekilde ayrıştı. Aslında bu kriz Türkiye’nin stres testi yerine geçti. Ancak burada şunu vurgulamak gerekir. Bu yaptıklarımızı yeterli görürsek bundan dolayı bir rehavete kapılırsak en büyük hatayı ve kendimize en büyük kötülüğü yapmış oluruz.
ÇÖPÇATANLIK YAPACAK
-Özel piyasada şirketlere ne tür destekler vermeyi planlıyorsunuz?
Bir kere buraya gelen şirkete know-how desteği sağlayacağız. Ondan sonra şirketler için en önemli maliyetlerden biri olan Veri Odası’nı biz kuracağız. Yine para yatırmak isteyen şirketler de nereden bulacağım diye araştırmak zorunda kalmayacak. Bir yerde burası hem şirketini bir ortakla evlendirmek isteyen hem de para yatıracağı kuruluş aşamasında veya daha erken aşamada bir şirket arayan yatırımcıların buluşma noktası olacak. Ekim ayı sonuna doğru hizmete girecek.