Türkiye’nin notu düşecek mi?

0
3138

Vatan Gazetesi yazarı Ali Ağaoğlu konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı:

Moody’s Cuma günü Türkiye’nin notunu verecek. Kredi derecelendirme kuruluşu notumuzu kırmasa da Türkiye’ye uyarı yapacağı kesin. Erken seçim olasılığının bu hafta içinde artması durumunda dolar/TL’de yeni rekor gelebilir. 2.8185 bu konuda ilk aday seviye olacak.

Geçtiğimiz haftanın ikinci yarısında Brezilya Reali, Tayland Bahtı, G. Afrika Randı, Endonezya Rupisi ve Meksika Pezosu dolar karşısında tarihi zirvelerini gördüler. Türk Lirası da dolar karşısında 2.7977 ile seçim sonrasındaki ilk günde görülen ve tarihi zirvesi olan 2.8097’ye ilk kez bu kadar yaklaştı. Aynı zamanlarda Dolar Endeksi (DXY) de 97.77’ye kadar yükseldi.

Gelişmiş ülke borsalarının görece olarak yatay seyrettiği sıralarda gelişen ülke para birimlerinin dolar karşısında tarihi zirvelerini görmesi hayra alamet değil. Gelişen ülke piyasalarında, Fed faiz artışı ihtimali fiyatlanmaya başlamış durumda.

Bu zirvelerin görüldüğü sıralarda Merkez Bankası Başkanı Başçı 2015 yılının üçüncü enflasyon raporunu açıkladı. TCMB 2015 yılsonu TÜFE tahmini yüzde 6.8’den, 6.9’a yükseltilirken, 2016 yılının yüzde 5.5 tahmini korudu. Piyasa beklentilerinin yüzde 7.7 olduğu bir ortamda MB’nın tahmini korkarım bu yıl da iyimser kalmaya devam edecek, bu tahmin tutmayacak.

Merkez hazır mı?

Açıklamaların asıl çarpıcı ve piyasaları ilgilendiren kısmı MB’nin uygulamakta olduğu ve anlaşılması zor olan para politikalarının “normalleştirileceği” haberiydi. Bandın daraltıldığı veya kaldırıldığı, tek faizli bir politikaya geçilmesinden söz ediliyor. Şu anda haftalık politika faizi yüzde 7.50 iken, pratikte iş gören “TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi” yüzde 8.67’ye (14 Temmuz’da yüzde 8.46 idi) yükselmiş durumda.

MB’nin “basitleştirmesi” politika faizinin fiili olarak yükselmesi anlamına gelecek. Aylık mevduat faizlerinin yüzde 11.50’lerde seyrettiği, Takasbank Para Piyasası’nda 28 günlüklerin yüzde 12.19’dan işlem gördüğü bir ortamda, politika faizinin yüzde 7.50’de olması anlam taşımıyor.

“İş gören faizin” yeknesaklaştırılması tüm piyasalar için olduğu kadar yabancı yatırımcıların algılaması ve algısı açısından da anlamlı bir adım olacaktır.

Ancak ‘çalışmaların henüz bitmemiş’ olması piyasalar için gereksiz bir zaman kaybı anlamına gelecek, kısa zamanda hayata geçmez ise MB’nin ayağına dolanan bir açıklama olacaktır.

Enflasyon sunumu sırasında Başçı’nın “Eylül ayında muhtemel olan bir Fed faiz artışı ile ilgili olarak kimsenin endişe duymasına gerek yok, hazırlıklıyız” sözünün arkasında ne gibi hazırlıklar yapıldığını ve para politikasındaki “sadeleştirmenin” yeterli olup olmayacağını da merak etmiyor değilim.

Gözler koalisyon görüşmelerinde

Piyasalar halen bir koalisyon umudunu taşıyor. Henüz daha bir erken seçim senaryosu fiyatlanmış değil. Bugün olası bir AKP-CHP koalisyonu için son “keşif toplantısı” yapılacak. Tarafların hiçbirinin masadan ilk kalkan olma lüksü yok. Diğer yandan Davutoğlu-Kılıçdaroğlu ikilisi için “Büyük Koalisyonun-Grand Coalition” kurulması büyük önem taşıyor. Ancak Cumhurbaşkanı’nın yurt dışı gezisi sırasında sarf ettiği erken seçime götürecek bir “azınlık hükümeti” senaryosu denklemi önemli ölçüde değiştiriyor.

Eğer Başbakan Davutoğlu bu “Büyük Koalisyon” yerine bu seçeneği kabul edecek olur ise korkarım herhangi bir koalisyon kurulamayacak ve bize erken seçim yolu görünecek. Bu da piyasalar için yeni bir darbe demektir. Koalisyon görüşmelerinin sürmesi kur cephesinde yeni bir rekor getirmez, hatta Cuma gününden kalan iyimser hava ile dolar/TL’de 2.7330-2.7410 bandına doğru bir düzeltme bile yaşanabilir. Ancak erken seçim olasılığının bu hafta içinde artması durumunda yeni rekor gelmesi; diğer gelişen ülkelerde önemli hareketler olmasa da; olasılığı artacaktır. 2.8185 bu konuda ilk aday seviye olacaktır.

Cuma günü kritik

Cuma günü Moody’s Türkiye’nin notu konusunda düzenli açıklamasını yapacak. Henüz daha koalisyon görüşmelerinin sürdüğü, Türkiye’nin IŞİD Koalisyonuna katıldığı bir ortamda Nisan 2014’te yatırım yapılabilir notumuzu korurken, görünümü ‘durağandan’, ‘negatife’ indirmişti. Geçtiğimiz Nisan’da herhangi bir değişiklik yapılmamıştı.

Yine de “Barış sürecinin” fiilen bitmesi (daha iyimser bir bakışla ‘kesintiye’ uğraması) notumuz üzerinde kısa vadede değilse bile yılın sonlarına doğru yapılacak değerlendirmelerde önemli bir unsur haline gelebilecek.

Moody’s bir sonraki değerlendirmesini 4 Aralık’ta   yapacak. Öncesinde Fitch 18 Eylül’de, S&P 6 Kasım’da bu yıla dair son değerlendirmelerini yapacaklar. Eğer çift cephedeki terörle mücadelede tırmanır, bir de bunun üzerine erken seçim gelirse korkarım aşağı yönlü revizyonlar gelebilir, Türkiye “yatırım yapılabilir” notunu kaybedebilir.

GÖRÜŞLERİNİZİ PAYLAŞIN, YORUM YAPIN:

Yorum Yapın:

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.