Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) TL stabilize olduğunda faiz indirimine gidebileceğini söyledi.
Gizem Öztok Foreks'e yaptığı açıklamada, Salı günü TCMB PPK kararının ardından dün de ABD Merkez Bankası (Fed) kararının açıklandığını belirterek, "Kısa vadede görece rahatlama görsek de orta vadede ise temel senaryomuz değişmiyor. FED çıkış yolunda ve doların değer kazancı orta vadede sürecek" diye konuştu.
Öztok, içeride de önemli bir seçim sürecine girildiğine değinerek, ekonomi yönetimindeki olası değişikler gibi gelişmelerin hep TRY’nin seyrini etkileyecek faktörler olduğunu ve masada durduğunu belirterek, şu şekilde konuştu:
"Dolayısıyla bu süreçte de makro dinamiklerin seyrini TRY’nin seyri belirliyor olacak.
TCMB açısından 2 faktör önemli. TRY’nin seyri ve enflasyon. Sepet bazında 2.68 seviyesindeyiz. Bbu yıla 2.58 ile başladık. 2015 yılında gördüğü en yüksek 2.74, 2014 yılında ise gördüğü en yüksek 2.76 oldu. Daha önce sepet 2.70’ler seviyesinde kaldıkça, makro tahminlerimizde belirgin bir revizyona gitmeyeceğimizi paylaşmıştık. Görüşümüz aynı.
Baz senaryomuz aynı. Enflasyonda halen düşüş bekliyoruz ve TCMB’nin bu ay faiz indirimine sadece ara verdiği görüşündeyiz. Mart ayında yıllık enflasyonun %7.5’den %7’ye gerilemesini hesaplıyoruz. Bu durumda sepet 2.70 civarında kalır ise, TCMB’den politika faizinde 25 baz puanlık bir indirim görme ihtimalimiz var.
Yine de TRY’de volatilitenin çok yüksek olduğunun ve bunun da faiz indirimlerine dair öngörü yapmayı çok zorlaştığının altını çizelim.
Şu an %7.5 olan politika faizinin, bu yıl %6.5’a kadar düşmesini bekliyorduk. 2015 tamamında bir miktar daha az indirim görme ihtimalimiz var. Faiz indiriminde bu ay sadece ara verildiği görüşündeyiz. Politika faizinde indirimlerin halen %6.75 – %7’ye kadar devam edeceği görüşündeyiz.
Özetle, TCMB TRY’ye bakacak, önce enflasyondaki düşüşü görecek ardından indirim yapacaktır.
Dünkü TCMB toplantısından global tarafa dair endişeler yüzünden bir faiz indirimine gidilmediğini anladık. Çekirdek enflasyona dair cümle çıkarılmış olsa dahi, TCMB çekirdeğe dair görüşünün aynı olduğunu, yani çekirdek enflasyonun düşeceğini söyledi. Bu kura rağmen kurdan enflasyona girişkenliğin de sınırlı kalmasını bekliyorlar. Dolayısıyla TRY stabilize olduğu an (2.70 civarı sepet), volatilite azaldığı anda Merkez bir indirime gidecektir diye anlıyoruz."
TRY'nin USD karşısında %10 değer kaybettiğini, geçişkenliğin de %13 olduğunu, enflasyona geçişin 1.3 puan demenin doğru olmayabileceğini vurgulayan Gizem Öztok, şunları söyledi:
"Öncelikle yılbaşından bu yana TRY euroya karşı %2 değer kazanırken, dolara karşı %10 değer kaybı var – yani sepet bazında %4-5 değer kaybımız var.
Dün TCMB’ye yönelttiğimiz benzer bir soru oldu. Enflasyon hesabı yapılırken neyi baz almamız gerekiyor? Aramalı ithalatında USD öne çıkarken, nihai mal ithalatında Euro öne çıkmakta. Her ikisinin de enflasyon üzerinde etkisi var ve net etkiyi hesaplamak çok kolay olmasa da sadece USD’ye bakıp hesap yapmak yanıltıcı. İkincisi de, şu an iç talep çok baskı altında yani çıktı açığı yüksek. Böyle durumlarda kurdaki geçişkenlik daha sınırlı olur. Çünkü talep olmadığı için satıcılar fiyatlara birebir yansıtamazlar kuru. Şu an ki kur gerçekleşmeleri ile sadece 0.5 puan geçişkenlik hesaplıyoruz. Tüm bunları hesaba kattığımızda 2015 sonu için %6.5 olan enflasyon tahminimizi gözden geçiriyoruz ve orada sınırlı bir revizyonla %7’ye çekme durumumuz olabilir.
Enflasyondaki temel senaryomuz aynı. Halen enflasyon da %6-6.5 aralığına doğru geri çekilme hesaplıyoruz. Özellikle 3. Çeyrekde, yaz aylarıyla beraber gıda fiyatlarında daha belirgin düşüş bekliyoruz. Dolayısıyla 3Ç’de yıllık enflasyonun en düşük olduğu seviyeler görmeyi bekliyoruz.
En sık karşılaştığımız soru %4 büyüme tahminimize ilişkin. Tahminimizi değiştirmiyoruz. Her ne kadar yılın ilk 3 ayı iç talep oldukça zayıf geçse de, büyüme beklentimiz aynı – %4’ü halen erişilebilir buluyoruz. Neden? İlk çeyreğe bakarak büyüme tahminimizi değiştirmek de aceleci olmamak gerekiyor. Hatırlayalım 2014 ilk yarıda büyüme görece yüksek – %3.5 ortalama. 2 yarıda ise ortalama %1.5-2 arasında. Özellikle 1Ç14’de büyüme %4’ün üzerindeydi dolayısıyla baz etkisinden kaynaklanan bir zayıflık da var. 2015 ikinci yarıda daha iyi bir büyüme bekliyoruz çünkü belirsizlikler daha da azalabilir / destekleyici bir baz etkisi olacak, seçimler geride kalmış olacak, FED daha da netleşmiş olacak vs. Öte yandan %4 büyümenin kompozisyonu önemli – iç talep baskılandıkça daha düşük bir cari açık görüyor olacağız. Bu da dış talebin katkısının beklenen de yüksek olması demek. İç talepteki ekstra düşüş, kısmen yüksek dış talep katkısıyla kompanse edilecektir. (buradan ihracat zayıfken dış talep nasıl yüksek katkı yapacak sorusu doğacaktır-ithalatımız çok daha hızlı yavaşlıyor-petrol den kazancımız yüksek-nette çok hızlı düşen bir cari açığımız var) 4Ç büyüme verisi 31 Mart’ta açıklanacak. Beklentimiz %1.7. 2014 yılı tamamı için de %2.5 tahinimizi koruyoruz. 2013’te %4 olan büyüme 2014’te %2.5’a düşmüş olacak.
Türkiye’ye dair en büyük makro sorun faiz, kur ya da enflasyon değildir. Esas büyük problemimiz büyüme modelimizde. 2015 yılında %4 büyüme tahminimizi korusak da uzun vadede TR’nin büyüme tarafında %3 gibi oldukça düşük bir ortalamaya sıkıştığını hesaplıyoruz."