Ülkelerin en korktukları ekonomik durumlardan birisi olan resesyon, halk içinde vatandaş içinde korkulan ekonomik gelişmelerdendir. Aynı zamanda piyasalar içinde kötü sonuçları olan resesyon şu şekilde tanımlanmaktadır.
Resesyon, iktisatta ekonomide üretimin düştüğü, işsizliğin artığı, tüketicinin tüketimden sakındığı ekonominin genel durumu olarak tanımlanır.
İktisatçıların resesyon tanımını kullanabilmesi için ekonomide bazı kriterlerin gerçekleşmesi gerekmektedir. Mesela bir ülke ekonomisinde resesyondan bahsedebilmek için iki ardışık çeyrekte gayri safi milli hasıla (GSMH) düşüş gerçekleşmesi gerekmektedir.
Resesyon yani ekonomik durgunluktan bahsedebilmek için ekonomistler tarafından bahsedilen diğer bir açıklamaya göre ise tabana yayılmış, birkaç aydan fazla süren üretim, işsizlik, gelir ve ekonominin diğer alanlarında meydana gelen düşüş olması halinde resesyondan bahsedilebilir.
Resesyon ekonomilerde zaman zaman hissedebilmekle birlikte resesyonun uzun sürmesi ekonomilerde çöküş anlamına gelmektedir. Resesyona en iyi ve en çarpıcı örnek ise 1929 ve 1930’lu yıllarda yaşanan Büyük Buhrandır.
Resesyon neden olur?
Bir ülke ekonomisinde resesyon oluşabilmesi için bir çok sebebin bir araya gelmesi gerekmektedir. Resesyon oluşabilmesi için öncelikle maliyetlerin artmasına bağlı olarak fiyatlar genel seviyesinin artması ve bununla birlikte tüketicinin ayni hane halkının gelirlerinde düşme, hane halkının kredinin içinde boğulması, hane halkının gelir elde edememesi ve talebin düşmesi durumu resesyonun oluştuğu kronik tabloların hepsinde mevcuttur.
