Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bayburt’ta toplu açılış töreninde konuşma yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: Türkiye, 7 Haziran’dan sonra belirsizlik ortamına girince birileri meydanın boş olduğunu sanıp ortalığı yakıp yıktı. Devleti yok farzedeceksin, yok öyle şey. Gereken cevabı aldılar, almaya devam edecekler. Bölücü terör örgütü ve paralel yapıyla mücadele ediyoruz. Sınırımızı ihlal eden bir savaş uçağı F-16’larımız tarafından vuruldu. 5 dakikada 10 kez Suriye hava sahasında yapılan uyarılara rağmen sınırımıza doğru gelen uçakların milliyeti belli değildi. İkazlara rağmen geldi ve sınırımıza girdi. İki F-16 uçağımız, düşürdü. Daha sonra bu uçağın Rusya’ya ait olduğu anlaşıldı.
Angajman kurallarımızı tüm dünyaya ilan etmiştik. 3-4 Ekim’de iki kez sınır ihlali yapıldı. Bu üçüncü ihlal oldu. Ben daha önceki iki ihalden sonra Putin’i aradım, bunlar ‘çirkin gelişmeler’ diye söyledim. G-20’de Putin ile konuştuk. ‘Bunu misafirlik olarak kabul edeceksiniz’ dedi. Ben de ‘davetsiz misafirlik’ olmaz dedim. Sizin orada ne işiniz var? Neymiş, Suriye rejimi davet etmiş. Hollande’la görüşmenin ardından yapılan açıklama asla kabul edilebilir değil. Türkiye kasıtlı olarak Rus uçağını düşürmüş değil. Sınır ihlalinde otomatik bir tepkidir.
DAİŞ’e verilen bir mücadeleniz olmamıştır. DAİŞ rejimle ortak çalışan bir terör örgütüdür. DAİŞ’le mücadele veren Türkiye’dir. Türkiye DAİŞ’ten petrol almıyor. Tam aksine Rus şirketlerinin Suriye rejimine petrol sattığı belgelendi. Terör örgütünden petrol alacak kadar hassiyetsiz değiliz. Muhalefet Rusya’nın yerine alıyor. Bu nasıl bir siyaset? Sayın Putin petrol taşıyan TIR'lardan bahsediyor. Dedikoduyla dış politika yapılmaz. Sayın Putin'e yakışmaz. Ben kendilerinden olayın olduğu gün randevu talebinde bulundum. Paris'te iklim değişikliği zirvesi var. Orada oturup konuşabilir değerlendirebiliriz. Rusya'nın iddialarını ispatlamak mükellefeti vardır. Suriye'de 380 bin cana mal olan Esed rejimine destek olmak ateşle oynamaktır.
