Piyasalarda Bermuda üçgeni

0
3347

 Geçtiğimiz dönemde ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırım zamanlaması ve temposu bu faktörler arasında öne çıkmıştı. Ayrıca son yılların en düşük seviyelerine gerileyen petrol fiyatları, dikkatleri üzerinde toplayarak global piyasaların algısını yönlendiren bir etken olmuştu. Temelde birbirinden bağımsız gibi görünen FED beklentileri ve petrol fiyatları, aslında sıkı bir ilişki içerisinde diyebiliriz. Hatta bu iki dinamik arasındaki bağ, 2016’da finansal araçların değerinde yönü tayin edebilir bile.

“FED’in faiz artırım temposu”

2015 yılı boyunca cevabı en çok merak edilen sorulardan bir tanesi, FED’in ne zaman faiz artıracağıydı diyebiliriz. Aralık ayında Banka’nın, 9 yıl aradan sonra faizleri yukarı çekme kararı almasının ardından yeni soru, “FED, nasıl bir tempoda faiz artırımlarına devam edecek?” şekline dönüşmüş durumda. Şimdilik FED’in 2016’da 3 ya da 4 kez yeni faiz artırım kararları alması bekleniyor. Ancak bu tahmin, ABD’den gelecek makro-ekonomik verilerin gücü ile değişebilir. Özellikle de, istihdam rakamlarının yanında “enflasyon oranı” ile…

ABD’de işsizlik oranı, kriz sonrasındaki dönemlere kadar gerileyerek, istihdam tarafında ülke ekonomisinin önemli bir yol kat ettiğine işaret ediyor. Ancak enflasyon için aynı şeyi söylemek şimdilik mümkün değil. FED’in %2 olan hedefinin altında kalmaya devam tüketici fiyat artışındaki değişim, yeni faiz artırımlarının temposunu belirleyebileceği için yeni yılda dikkat çeken göstergeler arasında yer alacak gibi görünüyor.

Yükselişler kaydedecek bir enflasyon, FED’in daha hızı bir faiz artırım temposu izleyeceği beklentisi ile Dolar’da değer kazanımlarına yol açabilecekken, düşük seyrini sürdürecek enflasyon oranı, Banka’nın kademeli ve yavaş faiz artırımları yapmasına neden olabilir. Bu gibi bir durumda ise ABD’nin para birim baskı altında kalabilir.

Dolayısı ile enflasyon göstergelerinin yanı sıra, piyasaların enflasyon beklentileri de gelecek döneme ilişkin tüketici fiyat değişimi adına bilgiler verebilir.

“Enflasyon beklentileri”

Yukarıdaki grafik, 5 yıllık sabit ve enflasyon korumalı hazine tahvilleri arasındaki getiri farkından türetilmiştir. “Başa baş enflasyon oranı” (Breakeven inflation rate), piyasa katılımcılarının enflasyon oranı beklentilerini görebilmek için kullanılır.

Son dönemde enflasyon oranına ilişkin beklentilerde bir kıpırdanma görülse de, 2013 başlarından itibaren baskı altında kaldığını söz konusu grafik üzerinde görebiliyoruz. Güncel olarak değerlendirdiğimizde ise, piyasaların enflasyon beklentisi %1.25 civarında görülüyor ki bu oran, FED’in hedeflediğinin altında kalıyor. Her ne kadar FED enflasyon için tüketici harcamaları endeksi ve çekirdek enflasyon gibi göstergeleri kullansa da, bu rakamlar da piyasaların enflasyon beklentilerinden etkileneceği içi başa baş enflasyon oranı kritik indikatör, bir gösterge olarak değerlendirilebilir.

Peki, FED’in faiz artırım hızında önemli bir rol alabilecek enflasyon beklentilerinde yönü tayin eden faktörün ne olduğuna ilişkin bir soru sorarsak, nasıl bir cevap alırız? Aşağıdaki grafik bu sorumuza önemli bir cevap olabilir.

“Petrol fiyatları ve enflasyon beklentileri”

Piyasaların enflasyon beklentilerini gösterdiği düşünülen başa baş enflasyon oranı (kırmızı çizgi) ile Teksas tipi ham petrolün (WTI) fiyatını (mavi çizgi) bir arada görebilmemizi sağlayan yukarıdaki grafik, iki dinamiğin birbiri ile olan ilişkisini yansıtıyor.
Son dönemde enflasyon beklentileri ile petrol fiyatları arasındaki korelasyonun bir miktar bozulduğu görülse de, uzun vadede değişimlerin uyumu dikkat çekiyor. Buradan hareketle, petrol fiyatlarının enflasyon beklentileri üzerinde ciddi bir rol aldığını, enflasyon beklentilerinin gerçekleşen enflasyonu etkilediğini ve bunun da FED’in faiz artırım kararlarına yön verebileceğini söyleyebiliriz. Yani Dolar’daki fiyat değişimlerini doğrudan etkileyen FED’in faizleri ile petrol fiyatları arasında dolaylı bir ilişki söz konusu ve bu 2016’da varlık fiyatlarının değerini belirleyebilecek son derece kritik bir değişken olabilir.

“Sonuç olarak…”

Yukarıdaki değerlendirmelerde görüldüğü gibi, geride bıraktığımız dönemde küresel piyasalara yön veren temel dinamiklerden olan FED’in faiz artırım temposuna ilişkin piyasa beklentileri ile petrol fiyatları, birbirleri ile önemli bir ilişkiye sahip. 2016 yılında yine en çok konuşulacak değişkenler arasında yer alması beklenen Dolar ve petrolün fiyatındaki hareketleri öngörebilmek için bu ilişki yakından izlenecek diyebiliriz. Petrol fiyatlarının düşük kalmaya devam etmesi, FED’in faiz artırımlarında görece daha düşük tempolu bir yol haritası izleyeceği düşüncesini destekleyerek, Dolar’da değer kayıpları izlenmesine yol açabilir. Petrol fiyatlarının toparlanma eğilimi göstermesi halinde ise, enflasyonun da yükselebileceği, bu paralelde FED’in faiz artırımlarında daha hızlı bir rota çizeceği düşüncesi öne çıkabilir. Bu durumda ise Dolar yukarı yönlü bir eğilim kaydedebilir. 
 

GÖRÜŞLERİNİZİ PAYLAŞIN, YORUM YAPIN:

Yorum Yapın:

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.