Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) getirdiği yeni düzenlemelerle forex piyasasındaki mağduriyetleri azaltma yolunda bugüne kadarki en sert adımlarından birini attı; ancak sektör temsilcilerine göre artan kısıtlamalar yatırımcının yağmurdan kaçarken doluya tutulmasına neden olabilir.
6 bin kişiye istihdam sağlayan aracı kurum sektörü, gelirlerinin yarısına yakınını oluşturan forex piyasasına yönelik SPK sınırlamalarını tartışıyor. Son olarak dün Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) toplantısında bir araya gelen sektör yetkilileri toplantıdan çıkan sonuçları yasal otoriteler ile paylaşacaklarını açıkladı.
Forex piyasası aracı kurumlar için son yıllarda yaptıkları yatırımlarla şube sayısını 2 kat, istihdamlarını yüzde 20 artırmış olmaları açısından kritik.
Sektör temsilcileri tepki gösterdikleri noktanın SPK’nın ilgili tebliği aracı kurumlarla görüş alışverişinde bulunmadan ve herhangi bir geçiş süresi vermeden uygulamaya almasına olduğunu belirtiyor.
Ancak gözden kaçırılmaması gereken forexin Türkiye’de SPK’nın piyasayı regüle etmeye başladığı 2011 yılından önce de var olduğu. Ve bu SPK öncesi forex dönemi yatırımcılar için birçok mağduriyetle dolu.
Yeni tebliğ, 50 bin TL bakiyeye sahip olmayan yatırımcıları forexten vazgeçiremezse ya da 50 bin TL’si olan yatırımcıları 10:1 kaldıraç kullanmaya ikna etmezse aynı mağduriyetlerin yeniden yaşanması olası. Akademik çalışmalara bakıldığında da yüksek getiri için yüksek riski göze alan yatırımcının bundan kolay kolay vazgeçmeyebileceği görülüyor.
TSPB Başkanı İlhami Koç da benzer endişelere işaret ediyor.
BloombergHT’den Ceren Dilekçi’ye konuşan Koç oluşabilecek sıkıntıları şöyle anlattı:
“Eskiden nerede olduğu belli olmayan, çoğunlukla Kıbrıs’ta veya farklı bir takım adalarda kurulu şirketler vardı, biz korumasız bir alandan müşterileri buraya doğru çekmiştik. Bunların tekrar gitme ihtimali var mıdır yakından takip ediyoruz. İkincisi, yurtdışına bir Döviz çıkışı olacak mıdır? Üçüncü olarak bu düzenlemelerden sonra istihdam azalışı olacak mı? Üzerinde konuştuğumuz tereddütlü konulardan biri de bu.”
YATIRIMCI FOREXTEN NEDEN VAZGEÇMEZ?
Küresel finans piyasalarına erişimdeki serbestleşme göz önüne alındığında akademik çalışmalar yüksek getiri için yüksek riski göze alan yatırımcının çoğu zaman bu riskleri göz ardı edebileceğini gösteriyor.
Review of Financial Studies’ta yayınlanan 2007 tarihli çalışmalarında Mitton ve Vorkink, bireysel yatırımcıların genellikle piyangoya benzer bir algıyla yatırım araçlarına yönelim gösterdiğini ortaya koyuyor. Üstelik bu örnek forex de değil hisse üzerinden.
Dr. Alok Kumar ise 2009 yılında Journal of Finance ve Journal of Financial and Quantitative Analysis akademik dergilerinde yayınlanmış iki ayrı çalışmasında özellikle küçük portföy sahibi yatırımcıların davranışlarına odaklanıyor. Kumar’ın bulgularına göre bu portföyler daha yüksek volatiliteye sahip rakamsal fiyatı küçük hisseleri seçiyor piyango katılımcılarıyla aynı demografik özelliklere sahipler. Diğer taraftan bu kitle davranışsal finansta “kazanan pozisyonları hemen kapatma, kaybedenleri tutma” eğiliminin tanımı olan “yakınlık etkisi” denilen sorundan da muzdarip.
KÜÇÜK PORTFÖYLERDEKİ YÜKSEK RİSK İŞTAHINI GÖSTEREN GRAFİK
Küçük portföy sahibi yatırımcıların forex piyasasında aldıkları sonuçlar “piyangocu eğilime” bağlı yüksek risk iştahını çok daha yakından gösteriyor. Daha yüksek kaldıraca yönelenler genellikle küçük portföy sahibi yatırımcılar.
FXCM’in 2011 yılı gerçek hesap verilerini örneklem aldığı bir çalışmaya göre yatırımcıların 1000 dolara kadar olan hesaplarda efektif kaldıraç oranını 26:1’de kullandığını ve bu guruptaki yatırımcılarda kayıp oranının yüzde 79,09 olduğunu gösteriyor.
Hesap bakiyesi 4999 dolara çıktığında kaldıraç oranının 6:1’e düştüğü görülüyor, kayıp oranı ise yüzde 66,88’e iyileşiyor.
9999 dolara gelindiğinde kaldıraç 5:1’e düşüyor, kayıp oranı yüzde 62,63 oluyor.
Riski oluşturan nokta da burada. Hisse yatırımlarında yüksek volatiliteli, rakamsal değeri küçük şirket hisselerine yönelen bu yatırımcılar forexte de yüksek kaldıraca yöneliyor. İşin arkasında piyango eğilimiyle kısa zamanda zengin olma hayali olunca bu grubun forex piyasası adı altında kurulan tuzaklara karşı çok rasyonel davranması da çok mümkün gözükmüyor.
SPK regülasyonlarıyla birlikte aracı kurumlar ise bu grubun bilinçlenerek daha uzun hesap ömrüne ulaşmaları için faaliyetlerde bulunuyor ve bu grubun TSPB Başkanı İlhami Koç’un işaret ettiği korumasız alana girmesi engellenmiş oluyordu.
PROFESYONEL YATIRIMCI AYRIMI DA KALKTI
Son tebliğde profesyonel yatırımcı ayrımı da kaldırıldı. Konuya ilişkin Ünlü Menkul Değerler Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Köksal, LinkedIn hesabından yaptığı değerlendirmede, “Bu uygulamadan nitelikli yatırımcı ile çalışan kurumlar da zarar görüyorlar. Tüm yatırımcıları aynı kategoriye koyan bu düzenleme yanlıştır.” diyor.
DEMO HESAPTA 6 GÜN 50 İŞLEM ZORUNLULUĞU
Türkiye’de şu ana kadarki durumda 2016’da kaldıraç oranlarının varlık türüne bağlı olarak 25:1’e kadar düşürülmesi bunun yanı sıra uygunluk testi ile yatırımcıların risk profilinin forex piyasasına müsat olup olmadığının belirlenmesi ve son olarak da yatırımcının hayalindeki kazancın yanı sıra kaybı da görmesini sağlayan “demo hesapta en az 6 işgünü boyunca 50 işlem zorunluluğu” söz konusu gruptaki kontrolsüz risk iştahını bir miktar törpülemek ve riskleri olduğu gibi göstermekte etkiliydi. Diğer taraftan retention faaliyetleri dahil yatırımcı aramaları SPK kuralları gereği kayıt altında denetime hazır tutuluyordu.
Yatırımcıyı yanılgıya karşı korumak adına getiri vaat eden reklamları yasaklamasının yanı sıra SPK regülasyonları ses kayıtlarının saklama sürelerinden hesap sözleşmelerindeki en küçük detaylara dahi o kadar hassas ki kurumun haftalık bültenlerinde bu konulardaki ihlallere yönelik birçok para cezası duyurusu bulunuyor.
ARACI KURUMLAR YATIRIMCIYI KORUMAYA YÖNELDİ
Tüm bu regülasyonlar özellikle son dönemde aracı kurumların eğitim faaliyetlerini hızlandırıp pazarlama kampanyalarında risk temasını öne çıkarmasını sağlamıştı. Kaldı ki bir yatırımcının hesap ömrünün uzatılması penetrasyonun giderek arttığı pazarda, o kurum için daha fazla gelir anlamına geldiğinden aracı kurumların yatırımcılarını klasik davranışsal ekonomi konusu olan bu hatalara yakalanmamaları için gösterdikleri çabalar sektör temsilcilerinin piyasaya dair açıklamalarına yansıyordu.
ŞİKAYET ORANLARI ÇOK DÜŞÜK
Küresel istatistiklerin uzun vadede sürdürülebilir kazanma olasılığının çok zor olduğunu gösterdiği tradingte amatör bir yatırımcının büyük başarılar elde etmesinin piyango yaklaşımından kurtulamadığı sürece imkansız olacağı bir gerçekken yüzde 80’e yakın zarar oranına rağmen şikayetlerin kurum bazında ortalamasının yüzde 1’in altında olması SPK’nın şu ana kadar uyguladığı regülasyonların başarısını da ortaya koyuyor.
Bu noktada TSPB Başkan Yardımcısı Berra Doğaner de “Geçtiğimiz 3 aylık dönemde 44 lisanslı kurumun 13’üne hiç müşteri şikayeti gelmemiş, diğer kalanlara toplam gelen şikayet sayısı 256. Bu şikayetlerin önemli bir kısmı çözümlenmiş, 3 aylık dönemde çözüme kavuşturulmayan şikayet sayısı sadece 79. Yani olayın teknik şikayetlerin dışında ele alınması gerektiğini düşünüyoruz.” diyor.
Görünüm bu şekildeyken yeni tebliğ gereği Türkiye’deki aracı kurumlarda işlem yapamamaya başlayan yüksek risk-yüksek getiri profilindeki küçük portföye sahip yatırımcıların SPK regülasyonundan kaçıp yerli aracı kurumlara alternatif aramaları halinde, geçmiş örnekler 3 ayrı tuzağa işaret ediyor.
1) ÜÇÜNCÜ KİŞİ HESAPLARI
SPK, üçüncü kişilerin başkası adına para toplayarak işlem yapmasını yasaklıyor. Bir kişi bir başkası adına ancak noter onaylı vekaletname ile işlem yapabiliyor ve bu, bir başka kişinin fonlarını teslim alabileceği anlamına gelmiyor.
Geçmiş haberler forex yatırımcılarının başkalarına teslim ettikleri paraları izleyen mağduriyetlerle dolu. Son olarak 2015 yılında basında yer alan beş bin askerin yüksek getiri beklentisiyle 450 milyon liraya yakın parayı bir gruba teslim ettiği haberi piyasayı sarsmıştı. Parayı toplayan kişiler arkalarında birçok mağdur bırakarak ortadan kayboldu.
SPK denetimine tabi aracı kurumlardaki yatırımcı hesapları Takasbank’ta saklanıyor ve işlemler gün gün kaydediliyor. Yatırımcılar bir şifre ile Takasbank’ta aracı kurumları tarafından kaydedilen hareketlerini de ayrıca izleyebiliyor.
2) YURT DIŞI ARACI KURUMLAR
SPK uygulaması gereği Türkiye’de faaliyet izni almadan aracı kurum faaliyeti göstererek fon toplamak yasak. Yurt dışı aracı kurumlar SPK’nın sıkı regülasyonları nedeniyle müşteri hesap açılış formunda Türkiye’yi seçmesi halinde işlem sürecini dahi durdurarak iletişime geçmeyi reddediyor.
Diğer taraftan sektör temsilcileri yurt dışında “forex scam” olarak da bilinen internet siteleri son düzenleme ardından hedeflerini Türk yatırımcılara çevirmesinden endişe ediyor.
SPK son haftalık bülteninde bir internet sitesine Kurul izni almadan sermaye piyasası faaliyeti gerçekleştirdiği gerekçesiyle erişim engeli istedi ve suç duyurusunda bulundu. Söz konusu site, Türkiye için özel bir müşteri hattı dahi hazırlamıştı.
Yurt dışı aracı kurumlar tarafında geçmişte oldukça üzücü olaylar bulunuyor. Birçoğu off-shore merkezlerinde bulunan bu aracı kurumlar kendi ülkelerine ait uygulamalara tabi ve SPK’nın bir yaptırım gücü bulunmuyor. Türkiye’de kredi kartıyla forex fonlaması dahi yasakken birçoğu için tek fonlama yolu bu yöntem.
Geçmişte Kıbrıs merkezli lisanssız aracı kurum faaliyeti gösteren bir kuruluş iflas etmiş, arkasında 5 bin yatırımcı ve 15 milyon TL alacak bırakmıştı. Türkiye’deki aracı kurumlarda bulunan hesaplar ise Yatırımcı Tazmin Merkezi koruması altında.
3)FOREX OYUNLARI
Aracı kurumlarda hesap açamya bakiyesi yetmeyen veya 10:1 kaldıraç oranıyla çalışmak istemeyen yatırımcıyı izinsiz faaliyet gösteren aracı kurumlar dışında “forex oyunları” da bekliyor.
Referans Gazetesi’nde 2009 yılında bir özeti yayınlanan ve “Behçet Cantürk’ün anıları” adını taşıyan kitapta o yıllarda Kapalıçarşı’da altın fiyatlarına dayalı oynanan yasa dışı bir “forex oyununa” yer veriliyor.
Oyunu anlatan ifadeler şu şekilde öne çıkıyor:
“Kapalıçarşı’da bulunan Bedros’un piyasadan haberdar olması nedeniyle altın fiyatlarının düştüğü zaman altın alırdık. Aldığımız altın bedellerini ben öderdim. Altın yükseldiği zaman ise satardık. Elde ettiğimiz kârdan da yüzde 10 civarında bir hisseyi Bedros’a veriyorduk.
Çarşıda “Ata Lirası” yani altın alıp satarık ama aslında ortada altın yoktu, hayali olarak çarşıda bulunan esnaf arasında kumar oynuyorduk. Mesela, bir esnafla karşı karşıya gelip 1000 tane Ata Lirası’nı bir ay sonraya tanesini 500 liradan almaya veya satmaya anlaştığımız an, günü geldiğinde şayet ‘Ata Lirası’ 500 liradan 600 liraya çıktıysa, aradaki 100 lira farkı alıyorduk.”
Bu 3 örneğin tamamı geçmiş örneklere dayalı. 1000:1’e varan kaldıraç teklifleriyle dolu merdivenaltı forexin karanlığında ise buradan bakıldığından çok daha karmaşık tuzaklar saklı olabilir.
Aşağıdaki web sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden yatırımcılar ve sektör çalışanları tepkilerini gösteriyorlar.
Web Sitesi: Forextebliginigericek.org
Facebook Hesabı: https://www.facebook.com/Forex-Tebli%C4%9Fini-Geri-%C3%87ek-816201398518557/
Twitter Hesabı: https://twitter.com/ForexTebligi
Twitter’da #forextebliginigericek hashtagi kullanılarak yeni tebliğe itiraz ediliyor.
Kaynak: Business HT