İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, İTO'nun Eylül ayı olağan meclis toplantısının açılışında Türkiye’de son günlerde yaşanan terör olaylarına ilişkin değerlendirmelere bulundu.
Ülke olarak zor günlerden geçildiğine işaret eden Çağlar, "Birileri çıkıp, çirkin senaryolarının düğmesine basıyor. Gelinen noktada verdiğimiz şehitler elbette canımızı yakıyor, elbette yüreğimiz acıyor. Çektiğimiz acı kelimelere dökülür gibi değil. Biz bu vatanda bugüne kadar, birlikte, kardeşçe yaşadık. Ama içimizden biri, bu ülkeyi bölmeye kalkışır, teröre bulaşırsa buna da sessiz kalmayız. Cezası neyse çeker. Bu millet, korku, tedirginlik ve ürkeklikle sinecek bir millet değildir. Bizler ülkemizi refaha, insanımızı huzura kavuşturmak için En iyi bildiğimiz işi yapmaya, kararlılıkla devam edeceğiz."
Çağlar, 1 Kasım seçimlerinin Türkiye'ye ihtiyaç duyduğu netliği, huzur ve istikrar ortamını sağlaması temennisinde bulunarak, kalıcı, sağlam, güçlü ve istikrar vaat eden bir hükümet kurulması gerektiğinin altını çizdi. "Ekonominin konuşulduğu bir ortam istiyoruz" diyen Çağlar, ekonominin bir ülkede ikinci plana düştüğü durumlarda, büyüme, refah gibi değerlerin de ikinci plana düştüğüne işaret etti. Çağlar, hem dış etkiler, hem de içerideki sıcak gelişmelerle geçtiğimiz bir ayda döviz kurlarında yaşanan hareketliliğe de dikkati çekti. Avronun 3,5'i gördüğünü, dolar kurunun 3 lirayı aştığını dile getiren Çağlar, siyasi iklimin netleşmesi ile bu seviyelerin bir miktar düşeceğini söyledi.
Hükümet ve Merkez Bankası'ndan reel sektöre destek isteyen Çağlar, bu kapsamda getirdikleri 2 yeni öneriye vurgu yaparak şunları anlattı: "Reel sektörün kısa vadeli dış borcu 35 milyar dolar. Buna finans kesiminin borcu dahil değil. Biz bu 35 milyar dolar borçlanırken, kur bu düzeylerde değildi. Birçok işadamı hesabını 2,50'ye göre yaptı. Bugün ise dolar 3 lirayı aştı. Sırf aradaki bu kur farkı yüzünden özel sektörün borcu 17,5 milyar lira arttı. Bu sıkıntıyı aşabilmek için Merkez Bankamızı ve hükümetimizi iş dünyasıyla el ele vermeye davet ediyorum.
Bu 17,5 milyar lira zararın karşılanmasında bize destek verin. Kısa vadeli döviz borcu olan işadamına devlet 2,70'den döviz satışı gerçekleştirsin. Bu destek kamu kesimine en fazla 3,5 milyar dolara mal olur. Ve bu rakam neredeyse Merkez Bankası'nın bir yıllık karı kadar. Bu kar bu yıl da Hazineye devredilmesin, üretim çarklarının dönmesi için kullanılsın." İkinci önerilerinin de mikro işletmeler için olduğunun altını çizen Çağlar, bu kapsamda Hazine'nin Halkbank üzerinden esnaflara sağladığı yüzde 50 faiz indirimli kredi imkanını Türkiye'deki tüm şahıs firmalarına sağlaması önerisinde bulundu. Çağlar Türkiye'deki şahıs işletmesi sayısının yaklaşık 500 bin adet olduğu bilgisini vererek, bu rakamın ülke ekonomisinin üçte birine denk geldiğini, indirimli kredi imkanının hem işletmelere hem de ekonomiye can suyu olacağını söyledi.
