Yeni yılın girmesi ile piyasalar bir rahat nefes alamadı. Vatan ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu bugünkü köşesinde piyasaların yeşile dönme beklentilerini kaleme aldı. Ağaoğlu, borsa, petrol ve döviz beklentilerini okuyucularıyla paylaştı. İşte o yazı;
Yılbaşından bu yana yüzü gülmeyen piyasalar, Avrupa Merkez Bankası ve Japon Merkez Bankası’nın ‘parasal genişleme’ yolundan ilerleyecek. ‘İşler kötüye giderse, nasılsa merkez bankaları bizi kurtarır’ beklentisi piyasalara yön verecek.
Önce Avrupa Merkez Bankası (ECB) Mart ayındaki toplantısında ek parasal genişleme önlemleri alabileceğini açıkladı, ardından da Japon Merkez Bankası (BoJ) sürpriz bir kararla negatif faiz uygulamasını başlattı.
ECB’den sonra negatif faiz uygulamasına başlayan ikinci büyük Merkez Bankası BoJ oldu. ECB’den farklı olarak daha önceki banka mevduatlarına değil, bundan sonra oluşacak ek bakiyeler için bu uygulamalara gidilecek. Yıllık 670 milyar dolara ulaşan parasal genişlemede; kamu kağıtlarının yanı sıra borsada işlem gören fonların da alınabilecek menkul kıymetlere eklenmesi söz konusu. 6’ncı paket de yeterli olmadı, 7’ncisi yolda… Hep söyledim, söylemeye de devam edeceğim. Hiç ilk parasal genişleme işe yarasaydı, ikincisine ihtiyaç kalır mıydı? Merkez bankaları da akıllandı, artık paketleri numaralandırmıyorlar, son açıkladıkları paketleri “genişletiyor, esnetiyorlar”. BoJ’un kararı da bu çerçevede değerlendirilebilir. İşe yaraması zor.
Merkez’lerin artçıları…
Belki tek fayda bir süredir değer kazanma trendine girmiş olan Japon Yeni’nin yeniden değer kaybetmesi olacaktır. Ancak daha öndeki gibi 75’lerden 100’lere, 100’lerden 125’lere yükseldiği kadar radikal bir yükseliş (dolar karşısında değer kaybı) getirebileceğinden hayli şüpheliyim.
Bu hafta Merkez Bankalarının aldıkları kararların artçılarını izleyeceğiz. ABD’den Cuma günü gelecek Tarım Dışı İstihdam (TDİ) verisi (Beklenti 190 bin kişilik artış) dışında işsizlik başvurusu, satınalma yöneticileri endeksleri (PMI) verileri gelecek. Çok sayıda verinin açıklanacağı bu hafta oynaklıklar verilere bağlı olacak.
Temelde verilerden bağımsız olarak piyasalar; merkez bankalarının geçtiğimiz hafta açtıkları “parasal genişleme patikasından” ilerleyecekler, olumsuz verileri çok da fazla dikkate almayacaklardır. En azından piyasalarda var olan, geçen haftaki kararlarla daha da güçlenen “İşler kötüye giderse, nasılsa merkez bankaları bir şeyler yapar, bizi kurtarır” beklentisi önümüzdeki bir kaç haftaya, aya yön verecektir.
BIST ‘sağlıklı’ yeni çıkışlar görür mü?
Tüm varlık fiyatları (buna endüstriyel emtia ve hatta altın/gümüş de dahil) yükselirken, BIST’in geride kalması söz konusu değildi.
Bu yükselişte gelinen 73.506 tepesi, geçen yılın son gününden bu yana görülen en yüksek seviye oldu. Haftalık kapanışın da bu seviyeye yakın gerçekleşmesi, 73.900-74.400 seviyesinin test edilmesi olasılığını artırıyor. Teknik analiz açısından bakıldığında BIST 100’ün geçtiğimiz haftaki kapanışının TL ve dolar bazında 50 günlük BHO’nın üzerinde (Sırasıyla 73.048’e karşın 73.481 ve 2.47’ye karşın 2.49) olması, yükseliş devam edeceğinin bir başka ipucu. Belirtmiş olduğum yakındaki hedefler aşılacak olursa yükseliş nereye kadar devam eder derseniz, 76.300 seviyesi yeni hedef olarak karşımıza çıkıyor. Ancak geride fazlasıyla “boşluk” bıraktığımızı da unutmayalım. 21-22 Ocak’ta 68.567-69.255 arasındaki özellikle 27-28 Ocak’ta 72.052-72.320 arasındaki ve 28-29 Ocak’taki 72.427-73.080 arasındaki boşluklar kapanmadan “sağlıklı” bir yükseliş olması zor.
Petrol 40 dolara çıkar mı?
BRENT petrol fiyatlarında geçtiğimiz hafta başındaki yazımda belirtmiş olduğum 35.50-35.75 hedefine ulaşıldı, hatta 36.14’e kadar çıkıldı. Haftalık kapanış 35.85 ile 35.75’in dahi üzerinde oldu. Brent’te bu hafta 36.75 ama daha da önemlisi 50 günlük BHO’ya denk gelen 37.15 seviyesi önemli direnç olacak. Bu seviyenin üzerine çıkılacak olursa (öncesinde bir düzeltme olmadan bunun gerçekleşmesini beklemiyorum) fiyatların 40 doların üzerine atması işten bile değil. Yılın ikinci yarısında 40 dolarların görüleceğini yazmış birisi olarak ben bile, böylesi yükselişin bu kadar çabuk olmasını beklemiyorum.
Dolarda 2.95 kritik seviye olur
Petrol sayesinde Rus Rublesi, ruble ile birlikte de bizim de dahil olduğumuz gelişen ülke para birimlerinin neredeyse tamamı geçtiğimiz hafta dolar karşısında değer kazandı. Dolar da hem euro hem de Yen karşısında değerlendi. Tabii ki tüm bunlar sadece petrol fiyatlarındaki yükseliş sayesinde olmadı, her üç büyük merkez bankasının ama az ama çok bu işte daha fazla payı vardı. Geçen hafta başında “piyasalardaki olumlu havanın devam etmesi durumunda dolar/TL kurunda 2.9825 hatta 2.9675 seviyesinin test edilme olasılığı yüksek” diye yazmıştım, 2.9546 ile benim iyimserliğimin dahi ötesine geçildi.
Bu hafta başı için 2.9540 (50 günlük BHO) seviyesi önemli bir destek olacak. Bu seviye günlük kapanış bazında kırılmadığı sürece (kısa bir süre 2.9450 seviyesi test edilebilir) son hareket bir düzeltme olarak kalabilir. Eğer aşağı yönde kırılacak olursa yüksek 2.91’li seviyeler de görülebilir ancak bu olasılığı düşük buluyorum.