Zeybekci, Moody’s’in geçen hafta yaptığı değerlendirmelere ilişkin olarak yaptığı yazılı açıklamada, "Moody’s kendisine birilerince verilen siparişi gecikmeli olarak yerine getirmiş oldu" dedi
Moody’s’in geçen hafta yaptığı değerlendirmelerin Türkiye’deki ekonomik durumla örtüşmediğini savunan Zeybekci, "Yapılan açıklamaların, ekonomik değerlendirme kriterlerine göre yapılması yerine önyargılı olarak hazırlandığı gerekçesiyle kale almadığımızı ve kale alınmaması gerektiğini söylemiştik" dedi ve ekledi:
"Ancak görüyoruz ki Moody’s açıklamaları maksatlı olarak gündemde tutulmaya ve açıklamaların içeriği bilerek piyasalara pompalanmaya ve dikte edilmeye çalışılmaktadır. Bu gayretleri de dikkate alarak, Moody’s tarafından yapılan açıklamaların detaylı değerlendirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Moody’s seçimlerden önceki son Cuma günü yapacağı açıklamayı yapamayarak kaçırdığı negatif açıklama fırsatını bir hafta sonra yaparak kendisine birilerince verilen siparişi gecikmeli olarak yerine getirmiş oldu.
Yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisinin pozitif hiçbir performansından bahsetmeyip, evrensel demokrasi ve etik standartları da tersyüz ederek, kendisinden beklenen ekonomik değerlendirme yerine birilerinin istediği siyasi şablona uygun değerlendirmeler yapmıştır. Moody’s’in yaptığı açıklamayı sonuna kadar inceledik, açıklamada yer alan her detaya baktık, ne yazık ki kredibilitesi olması beklenen bir derecelendirme kuruluşundan beklediğimiz bir satır dahi bulamadık. Ne yazık ki açıklamalardaki görüşlerin tamamının, sanki muhalefet partisi üslubuyla hazırlanmış ifadelerden oluştuğunu gördük."
MOODY’S DEĞERLENDİRMESİ
Moody’s açıklamasında, "Cumhurbaşkanlığı Seçimi Türkiye’nin daha yavaş büyüme, yüksek enflasyon, dışsal kırılganlıklar ve Merkez Bankası gibi önemli kurumların zayıflayan bağımsızlığı gibi kilit zorluklarını çözmez" denilmiş ve özetle şu değerlendirme yapılmıştı: "Yerel politik gerilim ve belirsizlik ortamı, en azından gelecek yıl Haziran ayında yapılacak genel seçime kadar geçerli olabilir. Parlamento seçimleri ve hükümetin kompozisyonu, partideki ayrışmanın ekonomik politika ve yönetim yaklaşımını nasıl etkileyeceği konusunda daha fazla işaret verecek. Politik ortam tam bir istikrara kavuşuncaya kadar, uluslararası piyasa algısındaki potansiyel kaymalar olabilir. 2014 ilk çeyreğinde Türkiye’nin büyüme hızı beklenenden daha güçlü olmasına rağmen, Rusya ve Irak kaynaklı jeopolitik riskler ikinci yarı performansını etkileyebilir. Enflasyonun halen Merkez Bankası’nın hedeflediği seviyenin üzerinde ve faiz indirimlerinin enflasyon üzerindeki riskleri artırıyor."